Bir
haberimsi:
“Binlerce
insan üzerinde yapılan bir çalışma, yaşlıların büyük çoğunluğunun mutluluğun
hayatın size nasıl davrandığıyla bir ilgisi olmadığını, mutluluğun bir seçim
olduğunu düşündüklerini ortaya koyuyor.”
Meali:
Hayatın
size nasıl davrandığını, onyıllarca kaale alırsanız, mutsuz olunacak çok
nedeniniz olduğunu görürsünüz.
Sınfta
kalırsınız, hasta olursunuz, boşanırsınız, çocuklar evi terkeder, anababanız
vefat eder. Şu bu.
Sonuçta,
mutsuzluktan yorulursunuz. Mutluluk da yorucudur aslında, bu pek dikkate
alınmaz ama öyledir. Evlenmek, boşanmaktan daha çok yorar örneğin.
İşte,
insanların bu yorulmaya teslim olması olağan. Duygular yorulur ve kilitlenir
yaşlanınca.
Ha,
bir de şavalak-vurdumduymazlar vardır, onlara sinir olursunuz, hiçbirşeye
aymazlar çünkü. Anlatsanız da anlamazlar veya dinlemezler çünkü. Yaş da
farketmez, çocuk veya moruk.
Ben
sonunda, 56 yaşımda, mutsuzluğu hak etmediğimi ve yeterince mutsuz yaşadığımı
kabullenip, mutlu-mutsuz nötrlüğünü seçtim ama mutluluğu değil.
İnanın,
bu bile bana çok geliyor.
Çünkü:
Kierkegaard
demiş ki:
Etik
olan mı, estetik olan mı?
Kafka
da demiş ki:
Seçim
yoktur.
(30 Mart 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder