Cumartesi, Mart 26, 2016

IŞİD, PKK, TC: Metin Gürcan

Konunun uzmanı gibi yazmış, akademisyen Metin Gürcan’ın tespitleri üzerinden gideceğiz.
Birinci tespit:
“Biz 100 metre koşuyoruz PKK ve IŞİD ise maraton.”
Hiç de öyle görünmüyor.
Öncelikle IŞİD, hepi topu 3 yıllık bir oluşum ve ekstrem ne varsa, kullandı bitirdi. Bu maraton koşmak değil, amok koşmak.
PKK, 42 küsur kilometreyi maraton parkuru sayarsak, 33 yıldır, daha çok birçok 3 bin metreler koştu gibi. Dur-koş, dur-koş düzensiz bölümleriyle.
TC ise, ne koştuğunu bilmiyor. AKP’ninki ise, 100 metre değil, IŞİD’inki gibi bir amok koşmak.
Dünya’da terörde ve karşı-terörde maraton koşan bir tek ikili oluşum var:
IRA ve İngiltere.
100 yıl. PKK’nin 3, IŞİD’in ise 33 katı.
Ancak o bile, tarihsel idrar molası aldı. İngiltere, Kuzey İrlanda’yı boşaltmadıkça, savaş sürer. Hele bir de, İngiltere AB’den çıkarsa ki İrlanda’nın hiç öyle bir niyeti yok şimdilik.
Bu bakış açısıyla:
IŞİD, 10. dereceden bir dönüşüm adımı idi. O dönüşüm sürer.
PKK, 10 değilse bile, 5-7 kopukluk yaşadı. PKK’nin de bundan böyle, dönüşüm geçirmesi beklenebilir: 10 parçaya bölündü çünkü.
TC ise, 33 yılda 3 liberalizm dalgası yaşadı. Terör, işçi cinayetleri ve trafik cinayetlerinin yanında, devede kulak kaldı. Ve bir de özellikle bölgesel. Ölenlerin % 80’i Kürt idi. IŞİD ise, tüm Türkiye ve Dünya halklarının ayırmadan öldürüyor, Araplar dahil.
Yani bu uzman, bu alanda feci yanılmış.
Devam:
Tespit iki:
“PKK ne yazık ki  ürettiği şiddeti çok başarılı bir şekilde mevcut siyasi kutuplaşma ve toplumsal yarılmanın  üzerine yapıştırmaya başladı. Dikkat edin marjinalleşmesi gereken terör eylemleri artık siyasi kutuplaşma ile toplumsal yarılmamızı en açık gösteren ve üzerlerinden siyasi argüman ürettiğimiz ‘siyaset mezeleri’ haline gelmeye başladı. Bu çok kötü.”
Bu da, külmüm mafiş:
Bir: PKK, onu ara ara geçmişte yaptı. Şu an AB desteği 0, alaturka solcu desteği 0.
İki: Onu asıl yapan, PKK değil, IŞİD türü oluşumlar, geçmişte de Hizbullah. PKK x Hizbullah çatışmasını yakından izlemiş biri olarak yazdım bunu. Yine o gözlemle şunu söylüyorum: Dua edelim, PKK-IŞİD işbirliği olmasın.
Üç: Şiddetin siyaset mezesi olması, inkar kültü denizinin bitmesi demek. IŞİD’in medya geştaltının bitmesi de aynı yönde bir gösterge.
Gelelim uzmanın tümden gözden kaçırdığına:
Şu an asıl kriter ABD ve AB.
IŞİD, ikisinde de etkin ama PKK yalnızca AB’de etkin ve onu da AB, tümüyle bilip göz yumduğu an, istediği an önünü keser.
IŞİD, Brüksel’i ve Belçika’yı hedef seçerken, AB’yi hedef seçti. Daha önce, ülke ülke vurdu çünkü.
IŞİD, çok tuhaf terörle vurma yolları denemeye başlamış. PKK o kadar yaratıcı değil bu konuda.
TC, 35 ölüyü 3 günde unutuyor ama AB artık unutamaz.
TC’de terörü önlemek için, insan hakları ihlali rahatça yapılır ama AB’de değil.
ABD, zaten küllüm insan hakları katledici devlet temsilcisi durumunda. Mafya bile, ABD’nin yöntemlerini kullanmadı, o kadar yani.
Konuyu kapatırken, uzmanın şu saptaması önemli, umarım bu durum değişmez, yoksa asıl o zaman biteriz:
“IŞİD henüz Türkiye’yi ‘savaş alanı (Dar-ul Harp) ilan etmedi. Ayrıca IŞİD’in Türkiye’nin tümünden sorumlu olarak atadığı bir  ‘Emir’i de yok. IŞİD Türkiye’de birbirinden bağımsız 30’a yakın ağ (network) ile faaliyet yürütüyor. Bu nedenle, güvenlik anlamında mücadele edilmesi zor bir aktör. Giderek Suriye ve Irak’ta sıkışan IŞİD için, öncelikle NATO’nun 5’nci madde korumasında olduğu için Rusların ulaşamayacağı bir ‘insan havuzu’ olan Türkiye, aynı zamanda lojistik ve finansal bir merkez.”
IŞİD, bunu yaparsa, sonu kesinleşince yapar ve 1-2 bin kişiyi gömer.
Yine de, uzmanın dediğinin tersine, IŞİD’in TC’ye savaş ilan etmediği ve buraya bir emir atamadığı sürece, TC onunla başedebilir kalır. Karşılıklı vuruşma olur ama hasar sınırlı kalır.
Şimdilik ne IŞİD, ne de PKK, topyekun ve imhasal savaşa girmedi. Girerlerse, yeni bakış açıları gerekir ve o zaman yanarız asıl.

Nokta. Es.

Hiç yorum yok: