Pazartesi, Mart 21, 2016

Uğruna Ölünesi Özgürlük Yoktur: Metin Akpınar

Adamına bağlı.
Madamına bağlı.
Etek giydirilmiş veya tokat atılmış genelkurmay başkanına bağlı.
Ulu manitu biri, şöyle buyurmuş.
“Metin Akpınar ‘Sanat özgür olmalı. Ama onun da sınırı var. Uğruna ölünesi özgürlük yoktur. Hiç ölmemek lazım. Ölünce bir hayrınız olmuyor. Sadece namınız yürüyor. Ama yaşarsanız yararınız olur. Benim devrimci arkadaşlarım çok erken öldü.’ diyor.”
Kendini rezil rüsva etmiş bir paragrafta.
Güzel kardeşim, sen yaşadın da ne oldu?
İlk işin, ustanı (Haldun Taner’i) kovmak oldu.
Erken ölmek ayrı.
Hiç ölmemek ayrı.
Uğrunca ölünecek şey olmaması ayrı.
İnsan gibi yaşayıp yaşamamak ayrı.
Yaşayan 1968’liler, yaşıyorlar da ne oluyor?
Senden beter rezil rüsva oldular hemen hepsi. Ayakta kalan 1-2 kişini ise adı bile duyulmuyor artık.
Tiyatroculuk, namı yürümek değil. Ölenler, namları yürüsün diye de ölmediler.
Sanatal özgürlük yaratıcılık ister. 45-50 yıl aynı mimikle aynı tiyatroyu yapan birinin özgürlükten veya yaratıcılıktan söz etmesi saçma.
Akpınar, 2002’de denediklerini, komedi olmayan türde oynamayı, 1972’de deneseydi, belki çıkış yolu bulurdu.
Ama o ne yaptı?
Kolay yolu seçti.
Tükenene kadar aynı tiplemeyi somurdu.
Kolay yol özgürlük değildir.
Özgürlük zordur, zor yoldur ayaz ve sapa yoldur.
Ölmek daha da zordur.
Canlı bombalar babında.
Kendi altın kafesini kendi inşa etmiş olan Akpınar, bunları anlayamamış.
Boş konuşmuş.
Hem de çook booş.
Şunu diyecekti aslında kendisi:

Ben özgürlük için ölmem, ölmedim de zaten. Köle köle yaşayıp gidiyorum.

Hiç yorum yok: