IŞİD
teselli mükafatlarına yönelmeye başladığına göre durumu zorda demektir:
“Irak'ın
başkenti Bağdat'ın güneyindeki Babil kentindeki stadyumda futbol maçı sırasında
düzenlenen intihar saldırısında 15 kişi hayatını kaybetti, 17 kişi de
yaralandı.”
Ancak
bir şey daha demektir:
Nerede
hata yaptıklarını anlamaya yönelimleri var.
Sonuçta,
11 Eylül’den 5 yıl önce, binayı olağan durumdaki gibi içeriden vurdular ama
binanın iskeleti dışında / ekzoskeleton çıktı; onlar da, bu kez dışarıdan
saldırdılar ve binaları yıktılar.
Sanırım,
IŞİD’in en büyük eksiği de o:
Birilerinin
dışarıda kalıp, veri tabanı toplaması gerekli. Çünkü, yapılan her hata
devletlerin ortak veri tabanına giriyor ve rakipler daha hızlı öğreniyor.
IŞİD 3
yıllık, günümüz terörü 40+ yıllık.
Not:
‘Terör Çağı’ belgeselinde, günümüz terör tarihçesi, 1946’da ve Museviler’in
Museviler’i şimdiki İsrail’de havaya uçurmasıyla başlatılır.
Bu
stadyum terörü bir şey daha demektir:
Irak
hükümeti, Irak’ta kontrolü hala elinde tutamamaktadır. 25 yıl sonra bile.
O
nedenle:
Irak
ordusunun Musul’a saldırdığını duyunca, ikna olmak zor.
Arapa
Baharı’ın nen büyük 3 kurbanı olan Libya, Irak ve Suriye tarihe şunu bir kez
kanıtladı:
Tarihsel
düzenlerin nasıl iç dinamikleri varsa, tarihsel düzensizliklerin de iç
dinamikleri vardır. ABD, çok büyük güçler kullanarak, oralara ölümü kalıcı
olarak yerleştirdi.
Aynı
şey, kontrolünde olduğunu sandığı Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt gibi ülkelere
sıra gelince, sürüp gidecek.
Yani:
Çok
değil 5 yıl sonra ABD, Ortadoğu’dan hetrol falan almayabilir ki zaten planının
o olması olasılığı giderek artıyor.
Yani:
Araplar,
petrolü bitince değil, petrolleri bitmeden, petrolleriyle birlikte, diri diri
tarihe gömülüyorlar.
Çıkış
şerhi:
Bunun
herhangi bir işlevi olduğu kanısında değiliz. Bunun işgal ettiği toprağa tuz
ekmekten farkı yok. O tuz eken hükümdarın sonuna, ABD başkanlarının bir
bakmasında yarar var gibi.
(25 Mart 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder