5-6 metinde
bazı müziklerin, bazı kültürel momentlerin, duygularımı nasıl sıkıştırıp
dalgalandırdığını imledim.
‘Oblivion’
da bundan payını alı. O metinde, ona en yakın anlamı, ‘ayırtsızlık’ olarak
imlemiştim. Çok değil 2 gün önce.
Sonra
bugün, az önce, kanallar arasında zep zep dolanırken, bilmem kaç yüzüncü
kanalda, ‘Tanini Trio’nun icra ettiği ‘Oblivion’a denk geldim.
Tam,
uçurumun kıyısında kapıp koyveren bir eser icrası estetiko-politiğiydi.
Veben
de, uçurumun kıyısında kapıp koyvermiş bir kitlenin içine hapsolmuş olarak, uçurumun kıyısında kapıp koyvermiş bir
entellektüelim.
Uzun
morfemli / fonemli ama tek momentli / semantemli bir duygudurum bu.
Geniş
açı dağ manzaraları absürd. Kız çocuğu absürd. 2 bin metreye piyano taşımak
absürd.
İzleyebildiğim
kadarıyla, piyano, akordeon (bandoneon değil), ney ve kanun var. Kanun
işlevsiz.
Yaşam
bizi yeterince saçmalatıyor, bizim rolümüzü abartmamıza gerek yok.
Kitle
yeterince saçmalıyor, içinde ve düşünen biri olarak, benim de saçmalığa
katılmama gerek yok.
Tahir
Aydoğdu: Kanun, Bilgi Canaz: Ney, Hakan A. Toker: Piyano, akordeon.
1960’larda
‘proto-world music’ başladığında,
belki haberli belki habersiz, bu akışa Aka Gündüz Kutbay da, neyiyle ve cazlaştırma
proto-süreci ile katıldı.
Kutbay-Ergüder arasındaki tez-antitez ikilemi, Şeker Ahmet Paşa x Osman Hamdi ikileminden
beridir, yüzyılı aşkın bir çatışma olarak süregeliyor kültürümüzde. Doğu
gözüyle doğuya bakmak ve batı gözüyle doğuya bakmak (oryentalizm) olarak.
‘Tanini
Trio’, Osman Hamdi ve Ergüder safında yer tutmuş: Pop, popüler, banal, satıcı,
pazarlamacı, ‘telif üretici’ değil,
‘nakil ve tefsir’ci.
Şerh:
Bunu da 1960’larda Kandıralı ve arkadaşları, Mozart’ın ’40. Senfoni’sini, kanun
ve klarnetle yorumlayarak zaten başlatmışlardı. Bayramlarda radyoda çalardı
hep.
Yani, 50
yıldan uzun süredir, bıraktığın yerde otluyor bu abiler.
Ancak,
uçurumun kıyısında feci kapıp koyvererek, ben de öyle yapmış oldum.
Bu, bir
özeleştiridir.
Düzeltme
zamanıdır ve yeridir, şimdi ve burada.
Bu bir, negasyon ile praksis üretme olmakta.
(27 Mart 2016)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder