Salı, Mart 22, 2016

Kürtler’e Araplar’ı Ekle: Çalkala Yavrum Çalkala

Epeyi süredir bundan işkilleniyordum.
Ancak ilk kez, bunun devlet medyası ağzından dilegetirildiğini izledim.
A Haber’de Kemal Öztürk, 20.03.16 günü, saat 16:30 gibi bunu doğrudan dilegetirdi. Yanında da, saf değiştirmiş İlnur Çevik vardı (bir zamanlar Zaman’daydı kendisi).
Sav şu:
3 milyon Suriyeli’miz, dolayısıyla anadili Arapça olan vatandaşımız oldu. Hayırlı uğurlu olsun.
Demek ki bu işlem, son 5 yılda, bile isteye yapıldı.
Türkiye’de zaten anadili Arapça olan insanlar vardı.
Eder 4 milyon, eder % 5.
Kürtler ise, 8 milyon gibi ve % 10.
Osmanlı, zorunlu iskan politikasıyla, yanyana köyleri farklı anadillerde, farklı dinlerde veya mezheplerde olanlarla kurup, bir tür halk isyanı dayanışmasını baştan kesermiş hesapça.
Bunun yürüdüğü zamanlar olmuş, yürümediği zamanlar olmuş.
Aynı şey, ara dönem olan Kurtuluş Savaşı’nda da yaşanmış:
1921-1922’de Genelkurmay’ın resmen tanıdığı, 26 halk isyaın var, kitabı da var, Genelkurmay basımı olarak.
Bunların hepsi Müslüman ama farklı anadillerde olabilmiş kesimlerdi.
Dolayısıyla, Kürtler’e karşı Araplar tezi, başa yine ve yeni dert almak, Nasreddin Hoca’nın Timur’dan yeni filler istemesidir gerçekte ama bunu yapanlar bunun bilincinde olamıyorlar ne yazık ki..
Lümpen 3. Dünya halkları, bizim Alamancılar gibi, belli bir süre sonra, evsahibine ‘siz çıkın, ben yerleşeyim’ diyebilir. Alamancılar şöyle derlermiş: Almanlar olmasa, Almanya çok güzel yer.
Ayrıca elimizde, 5 yıllık Suriyeli göçmen öz-deneyim var:
Sonuç berbat.
Suriyeliler, Alamancılar’dan berbatlar yani.
Kürt gerillaların üzerine Arap gerillalar sürülebilir gibi değil bu koşullarda. Ki bunu zaten, Kırgız göçmen-koruculardan pek olumlu olarak deneyimlemedik.
TC’nin küçük Amerika olma takıntısı burada da işliyor gibi:
ABD de, kendi ayağına sıkmacasına habire göçmen alıyor. YMCA bitiyor. Karakfa göçmenlerden rahatsız olup, Avsutralya’yı terkedip, Türkiye’de oturma izni alan, sarıkafa Avustralyalılar’dan bunu biliyoruz zaten.
TC de aynını yapıyor, ‘Big Brother’ına özenip.
Ancak önemli olan şu:
Yeni Kavimler Göçü bize kanıtlıyor ki eski-özgün Kavimler Göçü de, istila olduğu kadar, ‘gel babanın güçlü kollarına’ gibi, lümpen büyük-güçlü devlet yaklaşımı da içeriyormuş.
Ayrıca TC’de, Lazlar var, Kafkasyalılar var, Tatarlar var. 1’er milyon gibi oldukları kesin, önceki 2 gruptan daha barbar oldukları kesin. Bunların da gelecekte sorun yaratacakları kesin: Bunu kendim bir Tatar olarak yazdım.
Bu ne demek?
Halkların yeni iç savaşı, aynı zamanda harmanlanması ve melezlenmesi demek.
Tüm anakanlar melezdir ve tüm melezler anakanlarla oluşur, demek.
Bu, ikilem değil, dinamik-kaotik popülasyonsal genetik olmakta.
Daha da önemlisi:
Artık bu türden makro oluşumları, tarihten gelen verilerle aşağı yukarı haritalayabiliyoruz:
Bunların, Vikingler’in sarışınlıkları gibi görünür olanlar var, Madagaskarlılar’ın Endonezyalı’lıkları gibi, örtülü / saklı olanları var. Her tür tonlama mevcut.
Şunu da ekleyelim:
Kürtler Ortadoğu bölgesine dışarıdan geldi. Araplar ise, daha önceki özgün yerleşik uygarlık başlatıcılarının, 5 milenyum önceki dilsel, ırksal, kültürel mirasçısı durumundalar.
Bunu da, Aramca’nın ünsüzlüğünün, Kürtçe’nin İndo-Avrupa ünlülüğünü yenmesi olarak gözlüyoruz: Arapça ve Kürtçe, en azından bu bölgedeki durumlarıyla, aynı fonetikteler şu an için. Yapısal ve tarihsel olarak öyle değil ama.
Yani:
Nasıl ki Türkmenler kürtleştiyse, Kürtler de aramileşti.
İşte budur melezlenme, budur harmanlanma.
Arada Zazaca ve diğer 10 Kürt diyalekti de sizlere ömür amcası.
Biri, bunları Erdoğan’a, Davutoğlu’na ve Fidan’a anlatsın lütfen.
Kullandıkları silah bumerang ve geri dönüp onları vuracak yani.
Hep vurmuş ve vuruyor, yine vuracağını oradan biliyoruz.
Siz ‘önyargı’ diyorsunuz, biz ‘deneyim’ diyoruz buna.
Dipnot.

Burada asıl sözkonusu olan kültürel lümpen bezirganlığı yazmayı pas geçtik.

Hiç yorum yok: