Epeyi
süredir bundan işkilleniyordum.
Ancak
ilk kez, bunun devlet medyası ağzından dilegetirildiğini izledim.
A
Haber’de Kemal Öztürk, 20.03.16 günü, saat 16:30 gibi bunu doğrudan
dilegetirdi. Yanında da, saf değiştirmiş İlnur Çevik vardı (bir zamanlar
Zaman’daydı kendisi).
Sav şu:
3 milyon
Suriyeli’miz, dolayısıyla anadili Arapça olan vatandaşımız oldu. Hayırlı uğurlu
olsun.
Demek ki
bu işlem, son 5 yılda, bile isteye yapıldı.
Türkiye’de
zaten anadili Arapça olan insanlar vardı.
Eder 4
milyon, eder % 5.
Kürtler
ise, 8 milyon gibi ve % 10.
Osmanlı,
zorunlu iskan politikasıyla, yanyana köyleri farklı anadillerde, farklı dinlerde
veya mezheplerde olanlarla kurup, bir tür halk
isyanı dayanışmasını baştan kesermiş hesapça.
Bunun
yürüdüğü zamanlar olmuş, yürümediği zamanlar olmuş.
Aynı
şey, ara dönem olan Kurtuluş Savaşı’nda da yaşanmış:
1921-1922’de
Genelkurmay’ın resmen tanıdığı, 26 halk isyaın var, kitabı da var, Genelkurmay
basımı olarak.
Bunların
hepsi Müslüman ama farklı anadillerde olabilmiş kesimlerdi.
Dolayısıyla,
Kürtler’e karşı Araplar tezi, başa yine ve yeni dert almak, Nasreddin Hoca’nın
Timur’dan yeni filler istemesidir gerçekte ama bunu yapanlar bunun bilincinde
olamıyorlar ne yazık ki..
Lümpen
3. Dünya halkları, bizim Alamancılar gibi, belli bir süre sonra, evsahibine
‘siz çıkın, ben yerleşeyim’ diyebilir. Alamancılar şöyle derlermiş: Almanlar
olmasa, Almanya çok güzel yer.
Ayrıca
elimizde, 5 yıllık Suriyeli göçmen öz-deneyim var:
Sonuç berbat.
Suriyeliler,
Alamancılar’dan berbatlar yani.
Kürt
gerillaların üzerine Arap gerillalar sürülebilir gibi değil bu koşullarda. Ki
bunu zaten, Kırgız göçmen-koruculardan pek olumlu olarak deneyimlemedik.
TC’nin küçük
Amerika olma takıntısı burada da işliyor gibi:
ABD de,
kendi ayağına sıkmacasına habire göçmen alıyor. YMCA bitiyor. Karakfa
göçmenlerden rahatsız olup, Avsutralya’yı terkedip, Türkiye’de oturma izni
alan, sarıkafa Avustralyalılar’dan bunu biliyoruz zaten.
TC de
aynını yapıyor, ‘Big Brother’ına özenip.
Ancak
önemli olan şu:
Yeni
Kavimler Göçü bize kanıtlıyor ki eski-özgün Kavimler Göçü de, istila olduğu
kadar, ‘gel babanın güçlü kollarına’ gibi, lümpen
büyük-güçlü devlet yaklaşımı da içeriyormuş.
Ayrıca
TC’de, Lazlar var, Kafkasyalılar var, Tatarlar var. 1’er milyon gibi oldukları
kesin, önceki 2 gruptan daha barbar oldukları kesin. Bunların da gelecekte
sorun yaratacakları kesin: Bunu kendim bir Tatar olarak yazdım.
Bu ne
demek?
Halkların
yeni iç savaşı, aynı zamanda harmanlanması ve melezlenmesi demek.
Tüm
anakanlar melezdir ve tüm melezler anakanlarla oluşur, demek.
Bu,
ikilem değil, dinamik-kaotik popülasyonsal
genetik olmakta.
Daha da
önemlisi:
Artık bu
türden makro oluşumları, tarihten gelen verilerle aşağı yukarı
haritalayabiliyoruz:
Bunların,
Vikingler’in sarışınlıkları gibi görünür olanlar var, Madagaskarlılar’ın
Endonezyalı’lıkları gibi, örtülü / saklı olanları var. Her tür tonlama mevcut.
Şunu da
ekleyelim:
Kürtler
Ortadoğu bölgesine dışarıdan geldi. Araplar ise, daha önceki özgün yerleşik
uygarlık başlatıcılarının, 5 milenyum önceki dilsel, ırksal, kültürel mirasçısı
durumundalar.
Bunu da,
Aramca’nın ünsüzlüğünün, Kürtçe’nin İndo-Avrupa ünlülüğünü yenmesi olarak
gözlüyoruz: Arapça ve Kürtçe, en azından bu bölgedeki durumlarıyla, aynı
fonetikteler şu an için. Yapısal ve
tarihsel olarak öyle değil ama.
Yani:
Nasıl ki Türkmenler kürtleştiyse,
Kürtler de aramileşti.
İşte
budur melezlenme, budur harmanlanma.
Arada
Zazaca ve diğer 10 Kürt diyalekti de sizlere ömür amcası.
Biri,
bunları Erdoğan’a, Davutoğlu’na ve Fidan’a anlatsın lütfen.
Kullandıkları silah bumerang ve
geri dönüp onları vuracak yani.
Hep
vurmuş ve vuruyor, yine vuracağını oradan biliyoruz.
Siz
‘önyargı’ diyorsunuz, biz ‘deneyim’ diyoruz buna.
Dipnot.
Burada
asıl sözkonusu olan kültürel lümpen
bezirganlığı yazmayı pas geçtik.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder