Türk
sinema yönetmeni Zeki Demirkubuz şöyle buyurmuş:
"Aldatmayan
kadından bir hikaye olmuyor. Erkek aldatırsa, çok büyük bir trajedi olmuyor.
Kadın aldattığı zaman erkeğin halini görün, işte benim filmlerden veya
çevrenizden. O baya böyle sorgulayıcı, insanı olmayan kanallara götürebiliyor.
Onun etkisini de biraz değerlendirebiliyorum."
Seksizm.
Bilgisizlik.
Çifte
değer yargılılık.
Liste
uzar.
Şimdi
gelelim gerçeklere:
Her 2
cinste de aldatma oranı % 30 gibi Türkiye’de. (Bu, evli çiftler için bir
istatistik.)
Ancak,
bir de şu var:
Kadın %
30, erkek % 30, eksi ikisinin arakesiti % 9 = % 51 olmakta. Yani, evliliklerin
yarısı aldatmalı Türkiye’de.
(Bölgesel
ayrımlar dikkate alınırsa, eğitimli, büyükkentli kesimde aldatma oranı,
pratikte % 100 olmakta. Yani kutsal aile, feçes kokuyor ülkemizde...)
Haa
doğrudur, erkekler daha az öğreniyorlar durumu... Kendisi de aldatıyor bile
olsa...
İşte,
sanatla bilimin farkı bu:
Biri
güzel yalanlar anlatır, biri çirkin gerçekler...
Aldatma
öyküsünün, güzel yalan olarak, dinlenesi bulunması da ayrı konu.
Türkler
dedikoduyu pek severler, ucu kendilerine girmedikçe...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder