Demirtaş
abuksamalarına devam etmiş:
“1071'de
Alparslan Malazgirt'e gelmeden önce de Kürtler burada vardı.”
Not:
Birden, haberin Eylül 2015 tarihli olduğunu gördüm. Dolayısıyla durumum, Laz’ın
‘ben şimdi öğrendim’i gibi oldu.
Oysa,
olayın aslı şu:
Alparslan,
bugün bilmediğimiz bir nedenle, Anadolu’ya / Bizans’a saldırma / girme
arzusunda değilmiş. Suriye’yi fetihle meşgulmüş o sıralar.
Bizans,
doğuya doğru saldırıya geçince, Malazgirt’te savaş olmuş ve Türkler kazanmış.
Ancak
yine de Türkler, Alparslan ertesi yıl ölene dek, Anadolu’ya girmemişler.
Sonraki
20 yılda (1072-1092) ise, Anadolu’nun neredeyse tamamı fethedilmiş ama o zaman
da Büyük Selçuklu bitmiş.
Anadolu
Selçuklu olunca, onun asıl adı Roma-Konya olmuş (Roum-Iconium veya Selçuklu-Rum).
Keza
Fatih de, İstanbul’u aldığı için, kendini Roma’nın devamı olarak görürmüş. Bir
rivayet de, anası Hristiyan olduğu ve kendisi de o eğilimli olduğu için, oğlu
onu zehirletmiş.
Bu
olaylar vuku bulurkene, ortalıkta Kürtler falan yok. Hakkari-Yüksekova bile, neredeyse
900 yıl sonra, 1924’te bile, Keldaniler’in mekanı çünkü. 1000-1900 arasında,
Rize-Adana hattının doğusunda ve güneyinde Kürtler hep azınlıktı yani,
Hristiyanlar’a karşı yani, bakınız Gotha Almanac 1911. Ermeniler gibi,
Keldaniler de yanlış ata oynayınca, ortalık Kürtler’e kalmış oldu.
Şimdi,
bu kadar dezenformasyonla, Selocan’ın adını Adolfcan yapabilir miyiz acaba?
Hani
kitle, en çok dezenformasyon yapana oy veriyor ya...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder