Pazartesi, Mart 14, 2016

Manifesto ve Marx

Aklı kıtın ve aklı evvelin biri, herşeyi Marx’a mal edecekler ya, manifesto türünün icadını da ona mal etmiş:
“Savrulmuş metinler, yüz yıllar boyunca manifestolar olarak adlandırıldılar fakat Marx ve Engels'in Manifesto'su, bu metinleri ayrı bir tür olarak bir araya getirdi.”
Düşündüm, benim bildiğim öyle değil.
Sonra gittim baktım ansiklopediye. Gerçekten öyle değil.
Manifesto türünün önemli örneklerinden ilki, ‘Bağdad Manifestosu’ ile Müslümanlar’a ve Abbasi hükümdarı El Kadir’e atfedilmiş:
Batı dillerinde ise, Latin Amerika’ya özgürleşme rüzgarını getiren ama kendisi sonradan diktatörleşen Bolivar, 1812’de Cartagena Manifestosu’nu yayınlamış:
Arada, adı manifesto taşımayan bazı bildirgeler de, manifesto sayılmış:
Kendi hesabıma, Türkçe’ye çevrilen manifestoların tümünü okumaya çabalarım. Sanat veya politika fark etmez.
Beni ilgilendiren, ilk kez söylendiği önesürülen bir şeyin ilk kezliğini denetlemektir.
Sonuçta, kendim de manifesto yazmış biriyim: Türkiye Demokrat Ateist Parti Manifestosu:
Bir tane daha, bende manifesto bol, bu kez bilimsel bir manifesto:
Bu arada avangard sanatın bittiğini önesürenlere de bulaşalım.
Hala avangard sanat manifestoları yazılıyor:
Trier yazdı, Herzog yazdı.
Yani:
Yeniler ve yenilik bitmez, yeniciler / manifestocular eskirler yalnızca...
Eskiyen ayları da kırpıp yıldız yaparlar işte...
Dipnot:
Marx’a da, dakka 2 gol 2, ‘Anarşist Manifesto’, ‘Komünist Manifesto’dan yalnızca 2 yıl sonra, gereken yanıtı vermiş.
Nasıl ki biri, peygamberin yüzüne o yaşarken, Kuran’ın insan eliyle yazıldığını söyleyebilmişse, Anselme Bellegarrigue de, Marx’ın mecaz anlamda yüzüne karşı, onun toplumculuğunun faşistliğini söyleyebilmiş.
Epistemik tabu yok insancıklar ve küçük insanlar, sizlerin dezenformasyonu var yalnızca...
Her zaman en büyük yalanı söyleyenin peşinden gidiyorsunuz ve 5 milenyumdur hiç utanmıyorsunuz bile...
Dipnot:
“Bu kitabın başlıca önermelerinden bir tanesi manifestonun nasıl ve neden yirminci yüzyıldaki sanat dünyasına girdiğini açıklamaktır.”
Marx’ın manifestosu, 20. Yüzyıl avangard sanat manifestolarının ancak Rus olanlarına girebilmiştir, o da hepsine değil. Bu da ayrı bir dezenformasyon. % 5 diyelim, o da mercek-ayna optik-dezenformasyonu ile. Marx sanattan hiç anlamamıştır yani. Anlasaydı, Lukacs’ın 1940’ta yazdıklarını, onun 1840’ta yazması gerekirdi.
Ayrıca manifestolar, şiirsel değil, mantıksaldır. İkisinin de kısa önermelerden oluşması, onları aynı yapmaz.
Ayrıca, ‘Komünist Manifesto’ bir manifestoysa, ‘Savaş Sanatı’ 2.500 yıl öncesinde bile haydi haydi bir manifestodur.

Keza, ‘Tao Te King’...

Hiç yorum yok: