Önnot:
Bunu 2005’te izleseymişim, çook sinirlenirmişim. Oshii’ye hiç mi hiç
yakışmamış. Ancak böylelikle Oshii’nin küme düştüğü alanı görmüş ve tanımlamış
oldum. Şu an, onun yaptığına gülüp, onu pas geçtim. Gereken de bu zaten.
Çok iddialı
bir yapım.
Çok
başarısız bir yapım.
Muhteris
ve fakat kifayetsiz.
Osho-Baraka-Escher
kırması gibi bir şey olmuş.
Yapılış
tarihiyle, belki de tarihin ilk düşünce
filmi olabilirmiş. Ve niyeti de oymuş.
Ve
ontolojik. Ve felsefi. Ve öteleyici-aşkınlaştırıcı. Ve metamorfozlu. Vd, vd.
Su gibi
ak: Olamamış örneğin.
Zümrüd-ü
Anka gibi es: Olamamış örneğin.
Mitoloji:
Olamamış örneğin.
Hiçbiri
olamamış.
Çünkü:
Denememiş
bile. Deneyememiş bile.
Suya
veya havaya dalamamış çünkü.
Doğulular’ı
dinleyip, denilenleri yapan, yaratıcılık
felsefecisi Rollo May, meditasyon hakkında çok önemli bir saptamada
bulunur:
Çok
rahatladım ve içimden hiçbirşey yapmak
gelmedi.
Ki zaten
Doğulu olmaya atfedilen de budur yüzyıllarca.
Ancak
bu, Lao Tzu’nun hiçbirşey yapmayarak, oyundan ayrılması değildir.
Lao Tzu
hiçbirşey yapmaz, çünkü tüm seçenekler onu ölüme götürür.
O da
ölmez. Ayrılır. Bedeni de, zihni de
sağ kalır.
İşte
Oshii, tam da bunun tersini önerip, bize bağlanıp
ölmeyi (zihinsel ve kültürel olarak) öneriyor.
Yapay
zekayla insanların dünyasından ayrılma yolunu imleyen biri için çok ilginç bir zihinsel kurt kapanı önerisi.
Güç ve
iktidarın birbirinden ayrı şeyler olduğunu bilememiş.
İstediğini
yapabilmenin, iktidar olup, güç olmadığını görememiş.
Yolculuğun
dışsal değil, içsel olduğunu görememiş.
Bunun
(yaptığının) içsellik olmadığını görememiş.
Eh, bir
tek şeyi becermiş:
Her
noktasıyla negasyonlanacak bir anti-düşünce filmi yapmış.
Yani:
İmamın
dediğini yap, yaptığını yapma.
Ya da:
Uç-yüz bambaşka bir fiildir.
Buradakinden bambaşka bir fiil.
Dipnot:
Oshii’nin
‘Ghost in the Shell 1-2’sinin bestecisi Kenji Kawai, bu film için de 3
çeşitlemeli müzik yapmış. Bence değmemiş.
Çeşitlemeler,
Youtube’da ayrı ayrı olarak var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder