Vikingler,
MS 800-1200 arasında, bugünkü Norveç’ten taa İran’a ve üstüne bir de batıya Amerika’ya
gittiler.
Türkler,
bugünkü Moğolistan’dan Viyana’ya, hatta daha sonra Berlin’e kadar gittiler.
Endonezyalılar
ise, Çin’den, Tayvan’a, Endonezya’ya, oradan batıya Madagaskar’a, oradan doğuya
Hawaii’ye ve hatta Şili’ye gittiler.
Vikingler
ve Endonezyalılar deniz halkı, Türkler ise kara halkı. Vikingler ve Türkler
ise, gemilerini karada insanlarla taşıyan halklar. Bu da, onları ‘karşılaştır-karşıtlaştır’
açısından tuhaf bir durumda bırakıyor.
3 halk
da, çok çok uzun yollar göçtüler. Vikingler karadan ve denizden, Türkler
yalnızca karadan, Endonezyalılar ise yalnızca denizden göç ettiler.
Türkler’in
batıya göçünün 750 Talas Savaşı ile başladığı düşünülürse, bu 3 halk, küreyi
450 yıl gibi bir sürede turladılar sayılır.
Bu 3
halkın yolları hiç kesişmedi. En azından bu konuda kayıt şimdilik yok. Ancak
Vikingler, Anadolu’yu kuzey kıyısından 950 gibi geçtiler. Türkler ise, o sırada
(Alp Arslan’dan önce) Anadolu’ya geldiyse bile, dağlık bölgelerde olabilirler
ancak.
Ancak,
Vikingler’in o zamanlar kullandıkları yarımküre mercekleri, kuzey-kuzey İpek
Yolu aracılığıyla, Türkler üzerinden Çin’den temin etmiş olmaları olasılığı
var.
Endonezyalılar’ın
ise, bir kare içine, köşelerden köşelere çizilmiş büyük çeyrek çemberlerden
oluşan, tuhaf, sazdan yapılma yön bulucular kullanıp, 5 bin kilometre ötedeki
adayı, her sene eliyle koymuş gibi bulma gibi bir özellikleri var. (Tabii,
rüzgarlar ve yıldızlar her yıl sabit, referans noktaları var yani.)
Çıkış:
Tüm
bunları, önümüzdeki binyıllar için, insan
sonrası türün evren içindeki yolculukları için uygulayabiliriz:
Parametreler
belli, ceteris paribus belli, denklem tanım aralığı belli, limitler belli,
varyans genlikleri belli.
Geçmişbilim-gelecekbilim
bireşimi budur işte.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder