Erdoğan
böyle düşünüyormuş sorun değil ama Kadınlar Günü’nü kutlayan kadınların en az
dörtte birinin de böyle düşünmesi utanç verici...
En çok
duyduğum sözlerden biri şudur kadınlardan:
“Sen
erkeksin, annelik nedir, anlayamazsın.”
Oysa,
veriyorsun erkeklere oksitosini, onlar da başlıyor dişi kanarya gibi, ‘curk
curk’ ötmeye...
20
sevgilim oldu, 20 de yakın kadın arkadaşım, yalnızca 1’er tanesi çocuk yapmadı.
Örneklemeyi
100’den yukarı, bine doğru çıkarınca, oran hepi topu % 1 oluyor.
Bunların
bir bölümü, 40’ından sonra, yapay döllenmeyle, bir eroinmandan, bir mafyözden,
şu bu biçimde çocuk yapmış insanlar...
Bana
açık açık hormonlarının çocuk yapmak için haykırdığını söyleyen kadın da çok
oldu.
Çocuklardan
nefret eden kadın da çok gördüm.
Tüm
bunları bir yana bırakalım:
Çocuk
yapmak veya yapmamak, bir kültür, bir kişilik, bir zihin işi...
Bir
beden seçimi değil...
Bir
kadın çocuk yapmayı bile isteye seçtiğinde, ‘1 (hamilelik) + 3 (bebeklik)’ = 4
yıl boyunca, zihinsel hiçbir etkinlikte bulunamamayı
baştan kabullenmiş demektir. Uykusuzluktan zaman bulamaz çünkü...
Ve bunu
bilerek, neredeyse Nobel almaya yakın derecede yoğun bilimsel araştırmalar
yapan birinin de, gecikmeli olarak çocuk yapmayı seçtiğini de gördüm...
O
nedenle, çocuk yapma konusunda, matriyarkinin
faşist patriyarki ile negatif sembiyöz yaşadığı kanısını taşıyorum, tıpkı
Gramsci’nin proleterya-iktidar seçkinleri arasındaki negatif sembiyöz saptaması
gibi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder