Perşembe, Mart 10, 2016

Kadını Birinci Seviyeye Çıkaran Makam

Erdoğan böyle düşünüyormuş sorun değil ama Kadınlar Günü’nü kutlayan kadınların en az dörtte birinin de böyle düşünmesi utanç verici...
En çok duyduğum sözlerden biri şudur kadınlardan:
“Sen erkeksin, annelik nedir, anlayamazsın.”
Oysa, veriyorsun erkeklere oksitosini, onlar da başlıyor dişi kanarya gibi, ‘curk curk’ ötmeye...
20 sevgilim oldu, 20 de yakın kadın arkadaşım, yalnızca 1’er tanesi çocuk yapmadı.
Örneklemeyi 100’den yukarı, bine doğru çıkarınca, oran hepi topu % 1 oluyor.
Bunların bir bölümü, 40’ından sonra, yapay döllenmeyle, bir eroinmandan, bir mafyözden, şu bu biçimde çocuk yapmış insanlar...
Bana açık açık hormonlarının çocuk yapmak için haykırdığını söyleyen kadın da çok oldu.
Çocuklardan nefret eden kadın da çok gördüm.
Tüm bunları bir yana bırakalım:
Çocuk yapmak veya yapmamak, bir kültür, bir kişilik, bir zihin işi...
Bir beden seçimi değil...
Bir kadın çocuk yapmayı bile isteye seçtiğinde, ‘1 (hamilelik) + 3 (bebeklik)’ = 4 yıl boyunca, zihinsel hiçbir etkinlikte bulunamamayı baştan kabullenmiş demektir. Uykusuzluktan zaman bulamaz çünkü...
Ve bunu bilerek, neredeyse Nobel almaya yakın derecede yoğun bilimsel araştırmalar yapan birinin de, gecikmeli olarak çocuk yapmayı seçtiğini de gördüm...
O nedenle, çocuk yapma konusunda, matriyarkinin faşist patriyarki ile negatif sembiyöz yaşadığı kanısını taşıyorum, tıpkı Gramsci’nin proleterya-iktidar seçkinleri arasındaki negatif sembiyöz saptaması gibi...

Hiç yorum yok: