Bunun
babası da böyleydi, yaşam pratiğiyle hiç uymayan laflar eder, sonra da viski
içen ve mason olan sosyalist geçinirdi ama sonra da, TBMM’ye hapishaneye
girmemek için girdiğini itiraf ederdi.
Babasının
oğlu Ahmet Altan şöyle demiş:
“Önümdeki
birkaç yıl için arkamdaki onlarca yılı korkaklık ederek çöpe atacak biri
değilim.”
Bunu;
eşek penisiyle halvet olan kadın konulu roman, sevgilisini babası elinden alan
roman konusu, Erdoğan’ı yıllarca öven köşe yazıları yazan biri olarak söylemiş.
Yani, arkasındaki
bu yaşama pratiğini övüyorsa, en akıllısı Deli Bekir, onu da köstekle yatır,
demektir.
Doğrudur,
içeride olması tümüyle siyasal bir hesaplaşmadır ama onu içeriye atanlar, bir
zamanlar onun övdükleridir.
Ayrıca
babası, 90’ını gördü sayılır, bu ölüm az
soora geyiği de olmamış.
Hadi,
düşene tekme atılmaz, diyelim. Ancak babası, eski başbakanlardan Nihat Erim’in
öldürüldüğü günün ertesinde öyle bir köşe yazısı yayınlatmıştı ki evlere
şenlik… O metni yazanın oğluna bu metin az bile…
Bizim
tahminimize göre bu adam, 1-2 yıl daha içeride yatar. Sonra dışarı çıkar,
demokrasi kahramanı olur. Kendisini kültür bakanı olarak bile görürüz. Çünkü
biz, ne eski toplama kampı sağ kalanı, artı eski komünist ve Franco tarafından
kellesine ödül konmuş, yaşlanınca karısını başkalarına düzdüren adam konulu roman
yazan Semprun’lar gördük.
Yani:
En
akıllısı Deli Bekir, o da yatır türbesi…
Dipnot:
Savunmasında,
AKP’nin son 5 yılını suçlamış, daha öncesini değil. Yani, aklını hala toparlayamamış
kendisi…
(22 Haziran 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder