Salı, Haziran 06, 2017

Emekli ABD’liler Doğrucu Davut

Brzesinski’sinden Kissinger’ına hepsi böyle. Bir tek Rijkaard, çalışırken doğruyu, hem de devletin yüzüne, hem de devletin savaş oyununda söyleyebilmiş. Diğerleri, çamur kendilerine bulaşmasın diye, sessiz kalmış.
Gelelim adamımız Ford’a:
“… 30 yıl önce ilk görev yeri İzmir’di. Mısır’da ve Irak’ta görev yaptı. 2005’te Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastı nedeniyle, ABD-Suriye ilişkileri gerilmişti, Washington Şam’daki elçilik pozisyonunu 5 yıl boş bıraktı. Dönemin ABD Başkanı Obama, boşluğu Ford’la doldurdu.
İç savaştan sadece 2 ay önce, Şubat 2011’de resmen göreve başladı. Ancak 1 yıl sonra, güvenlik gerekçesiyle ABD, Suriye elçiliğine kilit vurdu. 2014’te de sürpriz bir kararla emekli oldu.”
Eğlenceli saptamaları ve gözlemleri var:
“Dürüst olayım, Esad’ın bu süreçten canlı çıkacağını hiç beklemiyordum.”
Onun da ileriki satırlarda saptadığı üzere, bunun nedeni Rusya ve İran ama o Çin’i pas geçmiş. Kısacası ABD, Rusya’ya askeri olarak yenildi Suriye’de.
“Irak savaşından çıkarılacak ders şu olmalı: Amerikalılar her şeyi kontrol edemiyor.”
Ekler:
Bir: Bu, epeyi süredir böyle.
İki: Zaten en-en hegemonun bile tarihte kontrol edemediği şeyler vardır ve bu nedenle hegemonlar batan. ABD de batıyor artık. Bunu daha yaşlı Brzesinski ve Kissinger açıkça söyledi ama Ford göreli daha genç.
Üç: Zaten Irak Savaşı ve 1 ve 2 ile bu baştan böyle konuldu. Yani ABD, işi bir kerede kıvıramadı veya planlayamadı.
Trump, YPG’yi silahlandırmaya başladı. Bu doğru karar mıydı?
“Hayır, hatta çok aptalca bir karardı. Kısa vadede iyi olabilir ama orta ve uzun vadede çok kötü sonuçları olabilir. PYD çok hırslı, bu Sünni radikal hareketlere desteği artırabilir. Rakka’yı DEAŞ’tan alabiliriz ama buna karşılık El Kaide 4.0 sürümü karşımıza çıkabilir. Halihazırda El Kaide 3.0 versiyonu İdlib’de.”
Yorumlar:
Bir: Suriye’i Trump değil, obama başlattı. Trump tamalmak ve puan kapmak istiyor ama beceremeyecek. Trump bir CEO olabilir ama bir general değil.
İki: IŞİD-YPG anlaşması Rusya tarafından açıklandı. Yani olay, Ford’un anladığından başka biçimde gidiyor. Neo-doğululuk eski-ilk-oryentalizmdeki klasik doğululuk değil artık. PYD’nin yaptığı, IŞİD’e destekten çok, Kürtler köstek olduğu için yanlış ve geçersiz. Onlar var oldukça TC, hem Suriye’de, hem Irak’ta var olacak. TC varken de, Kürtler devleti unutsun ve o seki arkadan dolanıp puan almalar bitti. Durumu anlamayanlara, Thatcher’in Arjantin gemisini batırma emrini seyretmelerini öneririm: Sonra çook ana ağlamıştı.
Üç: IŞİD 3.0-4.0 için ayrıca bir metin yazıldı (Terör Notları, 05.06.17). Oradan alıntı yapalım: “Biz bunu; Taliban Afganistan 1980’e kadar uzattık. Bu durumda en az 10. sürümdeyiz. İronik olarak bu terör, 1980 neo-liberalizmine karşı. Yani, ondan bağımsız olarak başladı ama ABD-AB ortak çabasıyla yıkılın eski-SSCB’ye karşı olarak ve bugün ABD-AB’ye karşı olarak duble antitezlik bir triyalektik durumunda. Bu arada; hem ABd, hem AB, hem de SSCB bu teröristleri kullandıklarını sandılar ve kendi sivillerinin ölümüne aslında hala aldırmıyorlar ve silah satışından kar etmeye bakıyorlar ama bu yol da açmazda epeyidir.”
“Bugünün YPG savaşçısı yarın PKK’lı olabilir.”
YPG’liler bugün bile değil, dnü PKK’li idi zaten.
“Obama yönetimi, Sünni İslamcı gruplarla çalışma konusunda hiçbir zaman rahat değildi. Ancak bu gruplara destek vermeden de DEAŞ’la mücadeleyi mümkün kılamadılar. Özgür Suriye Ordusu’ndaki seküler gruplar yeterli değildi. İstemeyerek Ahrar-üş Şam gibi gruplarla çalışmak zorunda kaldılar.”
1980’den beridir aynı hata. Artık kronik ve ölümcül olmuş durumda. ABD’de IŞİd beyaz-yalnız-kurt kazanımına geçtiği an, ABD bitti demetkir.
“Türkiye’nin bir diğer endişesi, de Irak ve Suriye sınırını tamamen Kürtlerin kontrol etmesinin, Arap coğrafyasıyla bağlantıyı koparacak olması.
O kadar eminim ki Washington’da kimse bunu anlamıyor.”
Türkiye’nin böyle bir endişesi olduğundan emin değilim, kafaları o kadar çalışmaz çünkü. Ayrıca, bunu TC aleyhine olacağından emin değilim, ardışık etkileri olacaktır ama hem pozitif, hem negatif olarak.
Hristiyan Fransa- Müslüman İspanya 1300 arasındaki tampon bölge, bugünkü Andorra’yı yarattı. Yeni tampon ülke Kürt olur veya olmaz, hiç belli olmaz: Akdeniz-İran 2010-2017 arasında Kürtler’in Araplar’ı kesin yendiği pek söylenemez çünkü.
“Obama yönetimi Suriye iç savaşına fazla karışmak istemiyordu.”
Ford’un ıskaladığı ama en büyük hata bu.
Ne yani?
Ülkeleri birbirine kat ve kendi hallerine bırak, mantığım mı bu? O yarasaydı, İngiltere’nin işine yarardı ama yaramadı.
Vurguluyorum:
Ne tarihteki büyük hegemonların istediği Dünya, şimdi de ABD veya AB’nin istediği Ortadoğu-Dünya hiç kurulamadı. Sayı saymasını da bilmiyorlar, dayak da yememişler.
“ … (Obama) sonunda DEAŞ’la mücadele etmek için asker göndermek zorunda kaldı. Ben buna tamamen karşıydım, ömrümün 5 yılını Irak’ta Amerikan askerlerini oradan çıkarmakla geçirdim.”
İşte bu:
Biz de Kıbrıs’a girdik ama 43 yıldır oradan çıkamıyoruz.
Tarihteki bilindik kural:
Fethedersiniz ama yönetemezsiniz.
Obama gibi barışçı geçinen birinin ortalığı kana bulaması da ayrı bir rezillik. Kendini seçtirenlere borcunu böyle ödedi, silah sattırarak.
“Çok büyük bir analitik hata yaptım. Rusya ve İran’ın Suriye’ye bu kadar askeri güç gönderebileceğini hesaplayamadım. Bir başka hatam; Obama “Esad meşruiyetini yitirdi, görevi bırakmalı” dediğinde onu durdurmalıydım, “Esad gitmeli” demekten vazgeçirmeliydim. Esad’ı sevdiğim için değil, Obama’nın Esad’a karşı asla asker göndermeyeceğini bildiğim için. Esad’ın askeri güç olmadan çekilmeyeceğini biliyordum.”
Hatalı ama kendi anladığı ve itiraf ettiği yönde değil.
Suriye’nin başında Esed’in veya başka birinin olması dert değil. Diktatör devirme oyunu Katar’a ve Arabistan’a sıçrayacaktı, başladı bile. Yani Esed gitsin isterken, kendi bacaklarına sıkıyorlardı.
Eğer Esed’i askeri güçle götürmeye kalksalardı veya kalkarlarsa, işte o zaman görecekler kerrakeyi.
Çıkış:
Görüldüğü gibi, onlarca makro hata sayıldı döküldü. Bugün Trump kadrosundan bunları kavrayabilecek biri yok. Trump İran yerine, Katar’ı ilk sıraya koydu ama orası bir krallık. Bu iş, dönüp ABD’yi çok kötü vuracak.
En kötüsü de şu:
Artık ABD’nin hiçbir müttefiği yok ve buna hiç kimse şu an odaklanmıyor.

(5 Haziran 2017)

Hiç yorum yok: