Perşembe, Haziran 22, 2017

Tüm Zamanların En Büyük Krizi Geliyor

Oof of. Off ki ne off…
Bir gelecekbilimcinin en büyük üzüntülerinden biri, öngördüğü felaketlerin birebir gerçekleşmesidir.
Asimov ve onu Seldon tasarımından beridir gelecekbilimciler, felaketi önlemekle uğraşırken aşağılanıp ve suçlanıp, bunun üzerine bir de felaketi getirmekle veya gerçekleştirmekle suçlanırlar.
Bu kez de yeni bir felaket tasarımı gelmiş:
“Dünyanın önde gelen yatırımcılarından Jim Rogers: İki yıl içinde tüm zamanların en büyük krizi yaşanacak, devletlerin iflas ettiğini göreceksiniz. Batı medeniyeti çökecek.”
Bir gelecekbilimci, öngördüğü felaket gerçekleşirse, bir felaket yöneticisi olur. Aslında ikisi içiçedir, çünkü gelecekbilimcilik, tedavi hekimliği değil, koruyucu hekimliktir.
O nedenle biz, gelecekbilimciliği pas geçip, felaket yöneticiliğine geçiyoruz hızla:
Bir: Tüm zamanların en büyük krizi olamaz bu. Bu, tarihteki 14. büyük çöküş dönemi. Kavimler Göçü ve Roma’nın çöküşü veya 1600 İberya gümüşü krizleri çok çok daha büyük yıkımlardı. Keza, Moğol istilası ve Avrupa büyük veba salgını da öyle.
Devletlerin iflas ettiğini ilk kez görmeyeceğiz. Zaten 2001’den beridir devletlerin yarısından çoğu, yanılmış devlet konumunda.
Onun kastettiği G-7’nin, yani ABD’nin ve AB’nin çökmesi. O ülkelerin de iflasını ilk kez görmeyeceğiz.
ABD’nin Moğollar gibi, hegemon boşluğunda geçici olarak (1945-2015) 1 no olduğunu söyleyen çok. Gidiş de bunu kanıtlıyor, ABD’nin yaptıkları da bunu kanıtlıyor.
AB ise, 1500-1945 arasıki hegemonluğunu, son 70 küsur yılda ABD’ye kaptırdı. Nüfus azlığından çok göçmen aldı. Bu onu ümmileştirmese bile, kültürel olarak geri çekti. Bilim, sanat düşün önemsizleşti AB ülkelerinde. Onun yerini 3. Dünya slaktivizmi aldı.
O nedenle Batı uygarlığı, aslında 2001’den beridir çökmüş durumda sayılır, dolayısıyla Dünya Sistemi’nin savunduğu Merkezi Uygarlık da öyle.
Şimdi gelelim felaket yöneticiliğinin saptamalarına:
Yangında ilk kurtarılacak şey ve olunacak ilk kitap aksiyolojisi yok. Öyle ontoslar yok çünkü. Bu da, düşünen beyinler için anarşist özgürlük demek. Toplama kampındaki 7 öncelik sırasında da yalnızca kişinin kendisinin olması demek. Bu 2 saptamanın da, insanları ve hümanistleri deli ettiğini çok gözledim.
Asıl Orta Çağ’daki gibi bilgi, kampüs tipi yalıtımlarla kitleden korunsa gerek. Bir de, yine o dönemin ürünü olan ansiklopedilerle (internet sanallığı kadar, yazılı kayıt da kastediliyor).
Daha önce de görüldüğü üzere, barbarların ve barbarlığın dekadansı, dejenerasyonu, banalitesi, kültürü fermente eder ve arkasından yeni sentezler gelir. Ya da: Barbarlar, büyüklerini taklit eden çocuklar gibi, yıktıkları uygarlığı taklit ederler.
Tabii ki bu zaman alır ama gelecek hep gelir ve uzun sürer.
Novumlar:
İkinci Sanayileşme’nin 9 öncü altkültürü: Uzaycılık, siberuzaycılık, ölümsüzlükçülük, robotçuluk, siborgculuk, genetikçilik, bilgisayarcılık, yapay-zeka’cılık, nano-teknoloji’cilik.
Bunlardan uzaycılık yolunda, 2016’da kurulan ilk uzay devleti Asgardia ile, Homo Posterus’a doğru ilk ve somut adım atıldı.
Homo Sapiens’in ise, önce 45 bin yıllık tarih öncesiki, sonra da 5 bin yıllık tarih dönemindeki çizgisi, büyük sayılar kuramına göre, onun menzilini çizdi çoktan:
Tam-demokrasi mümkün ama onu insanlar yaratmaktan uzak duruyorlar. Tam demokrasi, daha çok bilim, sanat, düşün ve daha da önemlisi daha çok bilim-öte, sanht-öte, düşün-öte demek değil.
Oysa, sonsuz olmayan tao, tao değildir.
Sonsuz olmayan evrim, evrim değildir.
Yani:
Bu kriz, 2000-2200 arası sürer, arada çıkışlar filizlenir, sonra da asıl-sonul eksodus yaşanır. Bir kez daha, hep olduğu gibi.
O zamana dek, hoş geldin Yeni Orta Çağ…

(20 Haziran 2017)

Hiç yorum yok: