Oof of.
Off ki ne off…
Bir
gelecekbilimcinin en büyük üzüntülerinden biri, öngördüğü felaketlerin birebir
gerçekleşmesidir.
Asimov
ve onu Seldon tasarımından beridir gelecekbilimciler, felaketi önlemekle
uğraşırken aşağılanıp ve suçlanıp, bunun üzerine bir de felaketi getirmekle
veya gerçekleştirmekle suçlanırlar.
Bu kez
de yeni bir felaket tasarımı gelmiş:
“Dünyanın
önde gelen yatırımcılarından Jim Rogers: İki yıl içinde tüm zamanların en büyük
krizi yaşanacak, devletlerin iflas ettiğini göreceksiniz. Batı medeniyeti
çökecek.”
Bir
gelecekbilimci, öngördüğü felaket gerçekleşirse, bir felaket yöneticisi olur.
Aslında ikisi içiçedir, çünkü gelecekbilimcilik, tedavi hekimliği değil,
koruyucu hekimliktir.
O
nedenle biz, gelecekbilimciliği pas geçip, felaket yöneticiliğine geçiyoruz
hızla:
Bir: Tüm
zamanların en büyük krizi olamaz bu. Bu, tarihteki 14. büyük çöküş dönemi.
Kavimler Göçü ve Roma’nın çöküşü veya 1600 İberya gümüşü krizleri çok çok daha
büyük yıkımlardı. Keza, Moğol istilası ve Avrupa büyük veba salgını da öyle.
Devletlerin
iflas ettiğini ilk kez görmeyeceğiz. Zaten 2001’den beridir devletlerin
yarısından çoğu, yanılmış devlet konumunda.
Onun
kastettiği G-7’nin, yani ABD’nin ve AB’nin çökmesi. O ülkelerin de iflasını ilk
kez görmeyeceğiz.
ABD’nin
Moğollar gibi, hegemon boşluğunda geçici olarak (1945-2015) 1 no olduğunu
söyleyen çok. Gidiş de bunu kanıtlıyor, ABD’nin yaptıkları da bunu kanıtlıyor.
AB ise,
1500-1945 arasıki hegemonluğunu, son 70 küsur yılda ABD’ye kaptırdı. Nüfus
azlığından çok göçmen aldı. Bu onu ümmileştirmese bile, kültürel olarak geri
çekti. Bilim, sanat düşün önemsizleşti AB ülkelerinde. Onun yerini 3. Dünya
slaktivizmi aldı.
O
nedenle Batı uygarlığı, aslında 2001’den beridir çökmüş durumda sayılır,
dolayısıyla Dünya Sistemi’nin savunduğu Merkezi Uygarlık da öyle.
Şimdi
gelelim felaket yöneticiliğinin saptamalarına:
Yangında
ilk kurtarılacak şey ve olunacak ilk kitap aksiyolojisi yok. Öyle ontoslar yok
çünkü. Bu da, düşünen beyinler için anarşist özgürlük demek. Toplama kampındaki
7 öncelik sırasında da yalnızca kişinin kendisinin olması demek. Bu 2
saptamanın da, insanları ve hümanistleri deli ettiğini çok gözledim.
Asıl
Orta Çağ’daki gibi bilgi, kampüs tipi yalıtımlarla kitleden korunsa gerek. Bir
de, yine o dönemin ürünü olan ansiklopedilerle (internet sanallığı kadar,
yazılı kayıt da kastediliyor).
Daha
önce de görüldüğü üzere, barbarların ve barbarlığın dekadansı, dejenerasyonu, banalitesi,
kültürü fermente eder ve arkasından yeni sentezler gelir. Ya da: Barbarlar,
büyüklerini taklit eden çocuklar gibi, yıktıkları uygarlığı taklit ederler.
Tabii ki
bu zaman alır ama gelecek hep gelir ve uzun sürer.
Novumlar:
İkinci
Sanayileşme’nin 9 öncü altkültürü: Uzaycılık, siberuzaycılık, ölümsüzlükçülük,
robotçuluk, siborgculuk, genetikçilik, bilgisayarcılık, yapay-zeka’cılık,
nano-teknoloji’cilik.
Bunlardan
uzaycılık yolunda, 2016’da kurulan ilk uzay devleti Asgardia ile, Homo
Posterus’a doğru ilk ve somut adım atıldı.
Homo
Sapiens’in ise, önce 45 bin yıllık tarih öncesiki, sonra da 5 bin yıllık tarih
dönemindeki çizgisi, büyük sayılar kuramına göre, onun menzilini çizdi çoktan:
Tam-demokrasi
mümkün ama onu insanlar yaratmaktan uzak duruyorlar. Tam demokrasi, daha çok
bilim, sanat, düşün ve daha da önemlisi daha çok bilim-öte, sanht-öte,
düşün-öte demek değil.
Oysa,
sonsuz olmayan tao, tao değildir.
Sonsuz
olmayan evrim, evrim değildir.
Yani:
Bu kriz,
2000-2200 arası sürer, arada çıkışlar filizlenir, sonra da asıl-sonul eksodus
yaşanır. Bir kez daha, hep olduğu gibi.
O zamana
dek, hoş geldin Yeni Orta Çağ…
(20 Haziran 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder