Çarşamba, Haziran 28, 2017

Anarko-Marjinaller

Bu terim, aklıma yeni geldi. Toplumbilimsel terim olan deviant / ayral sözcüğü yerine, marjinal / sınırı geçmiş kavramını yeğliyorum.
Anarşistler, tüm tarihleri gözönüne alındığında, özgürlükçü bireysellik x toplumsallık ve devletlilik x devletsizlik kriterlerinde seyredegelmişler.
Toplumcu anarşist çizgide, anarko-komünistler (Makhno 1920 Ukrayna), anarko-sendikalistler (birçok kişi, ülke ve zaman) var.
Proudhon 1940 Fransa, Stirner 1844 Almanya, Bellegarrigue 1850 ABD-Fransa momentleri; hem marksizme karşı, hem de bireysel x toplumsal çizgide başabaş gidiş imliyor bize. Hepsi de, 19. Yüzyıl momentli.
Makhno 1920 Ukrayna, 20. Yüzyıl momentli.
Anarko-marjinaller ise, tümüyle 21. Yüzyıl momentli.
Gelecek devrimi marjinallerin veya delilerin yapacağı, daha önce de söylendi. Çünkü akıllıların kurduğu Dünya, berbat durumda, hatta tür yok olmak üzere, bunu reddeden yok.
Ancak koşullara baktığımızda bugünkü marjinaller; deliler, keşler, alkolikler, depresyondakiler, işsizler, evsizler olmakta. Bunlarsa, şu ya da bu kriter (daha çok da verimli mücadele) açısından defolu durumdalar ama proleterya da defoludur.
Daha önceki abdalların veya aşıkların çizgisindeki hobolar veya demiryolu serserileri de var: Ayrılanlar, çözülenler, kopanlar, gidenler, kendini vakumlayanlar yani.
İşte anarko-marjinaller, bunların bir paçalı oldu gibi.
Bu arada marjinaller; keş % 5, alkolik % 5, depresyondaki / deli % 5 ile, zaten % 15 gibi yüksek bir yüzdeye vardılar ama dediğimiz gibi, mücadele güçleri ve dirençleri düşük onların.
İşsizler ise, % 15’i epeyidir geçtiler ama parasız olarak, onlar yukarıdakilerden de defolu konumdalar, özgüvenleri 0, hatta eksi durumda.
Sorun şu aslında:
Şunu ve bunu eklediğimizde, toplumun % 50’sinden çoğu marj ötesinde ve devletlerin % 50’sinden fazlası yanılmış devlet durumunda. Bu durum ise, klasik ana akım söylemin düzleminin dışında yer alıyor.
Bir anarşist olarak şunu gözlemem ve saptamam ironik yani:
21. Yüzyıl, düzenin baskısından çok, kaosun darmadağınlığının basıncı demek oldu bile.
Bir anarşistin fiili devletsizlik içinde, kimseye dokunmadan, ilk 7 öncelik sırası kendinde olarak, gece gibi süzülüp geçmesinden başka çare yok ve artı, o bile işe yaramayabilir, her an burnunun dibinde serseri bir mayın patlayabilir  ya da yüzme bilmeyen biri yüzme bilen marjinali boğabilir çünkü.
Dolayısıyla bu pratik koşullarda biz, pratik-anarko-marjinalizm-N aşamasını savunuyor konumdayız.
Dipnot:
Dünya’nın % 10-15’i olan 1. Dünya’daki % 15 gibi (globalce % 1-2, hatta en yüksekte % 4) olan 3. ve 4. Dünyalı neo-göçmenlerin, 2050’den önce devrimci bilinçli bir mücadele sınıfı durumuna gelip, anarko-marjinal kategoriye dahil olabilecekleri kanısında değiliz: Çünkü 1960-2010 göçmenleri, Alamancılar dahil, çook lümpen idiler: Bırak mücadeleyi, bırak entegrasyonu, işbirliğinin hasını sergilediler. AKP’lilerin önce mazlum, sonra zalim olma dejenerasyonu onlarda da aynen mevcut.

(27 Haziran 2017)

Hiç yorum yok: