Bu
terim, aklıma yeni geldi. Toplumbilimsel terim olan deviant / ayral sözcüğü
yerine, marjinal / sınırı geçmiş kavramını yeğliyorum.
Anarşistler,
tüm tarihleri gözönüne alındığında, özgürlükçü bireysellik x toplumsallık ve
devletlilik x devletsizlik kriterlerinde seyredegelmişler.
Toplumcu
anarşist çizgide, anarko-komünistler (Makhno 1920 Ukrayna),
anarko-sendikalistler (birçok kişi, ülke ve zaman) var.
Proudhon
1940 Fransa, Stirner 1844 Almanya, Bellegarrigue 1850 ABD-Fransa momentleri;
hem marksizme karşı, hem de bireysel x toplumsal çizgide başabaş gidiş imliyor
bize. Hepsi de, 19. Yüzyıl momentli.
Makhno
1920 Ukrayna, 20. Yüzyıl momentli.
Anarko-marjinaller
ise, tümüyle 21. Yüzyıl momentli.
Gelecek devrimi marjinallerin
veya delilerin yapacağı, daha önce de söylendi. Çünkü
akıllıların kurduğu Dünya, berbat durumda, hatta tür yok olmak üzere, bunu
reddeden yok.
Ancak
koşullara baktığımızda bugünkü marjinaller; deliler, keşler, alkolikler,
depresyondakiler, işsizler, evsizler olmakta. Bunlarsa, şu ya da bu kriter (daha
çok da verimli mücadele) açısından defolu durumdalar ama proleterya da
defoludur.
Daha
önceki abdalların veya aşıkların çizgisindeki hobolar veya demiryolu
serserileri de var: Ayrılanlar, çözülenler, kopanlar, gidenler, kendini
vakumlayanlar yani.
İşte
anarko-marjinaller, bunların bir paçalı oldu gibi.
Bu arada
marjinaller; keş % 5, alkolik % 5, depresyondaki / deli % 5 ile, zaten % 15
gibi yüksek bir yüzdeye vardılar ama dediğimiz gibi, mücadele güçleri ve
dirençleri düşük onların.
İşsizler
ise, % 15’i epeyidir geçtiler ama parasız olarak, onlar yukarıdakilerden de defolu
konumdalar, özgüvenleri 0, hatta eksi durumda.
Sorun şu
aslında:
Şunu ve
bunu eklediğimizde, toplumun % 50’sinden çoğu marj ötesinde ve devletlerin %
50’sinden fazlası yanılmış devlet durumunda. Bu durum ise, klasik ana akım söylemin düzleminin dışında yer alıyor.
Bir
anarşist olarak şunu gözlemem ve saptamam ironik yani:
21. Yüzyıl, düzenin baskısından
çok, kaosun darmadağınlığının basıncı demek oldu bile.
Bir anarşistin
fiili devletsizlik içinde, kimseye dokunmadan, ilk 7 öncelik sırası kendinde
olarak, gece gibi süzülüp geçmesinden başka çare yok ve artı, o bile işe
yaramayabilir, her an burnunun dibinde serseri bir mayın patlayabilir ya da yüzme bilmeyen biri yüzme bilen
marjinali boğabilir çünkü.
Dolayısıyla
bu pratik koşullarda biz, pratik-anarko-marjinalizm-N
aşamasını savunuyor konumdayız.
Dipnot:
Dünya’nın
% 10-15’i olan 1. Dünya’daki % 15 gibi (globalce % 1-2, hatta en yüksekte % 4) olan
3. ve 4. Dünyalı neo-göçmenlerin, 2050’den önce devrimci bilinçli bir mücadele sınıfı durumuna gelip,
anarko-marjinal kategoriye dahil olabilecekleri kanısında değiliz: Çünkü
1960-2010 göçmenleri, Alamancılar dahil, çook lümpen idiler: Bırak mücadeleyi,
bırak entegrasyonu, işbirliğinin hasını sergilediler. AKP’lilerin önce mazlum, sonra zalim olma
dejenerasyonu onlarda da aynen mevcut.
(27 Haziran 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder