Cumartesi, Haziran 10, 2017

Anima, Animus, Alter Ego, Çokkişiliklilik

Tanım şöyle verilmiş:
“Psikiyatr Carl Jung’un tanımlamasına göre, her kadının bilinçdışında ‘Animus’ (eril veya masküler yön), her erkeğin bilinçdışında ise ‘Anima’ (feminen yön) vardır. Bu özellikler seksüel veya davranış unsuru olmaktan çok, arketipsel enerjilerdir.”
Kadının ve erkeğin toplumsal rolleri, son yüzyılda o kadar değişti ki birçok açılım boşta kalıyor bu konuda.
Örneğin alıntıdaki yazar, erile erkil, maskülere maskülen demiş. Ve çook hata yapmış. Onu geçiyoruz.
Kendim yaşadığım için bilerek örnekleyeyim:
13 yıl yatılı okul ve 43 yıllık tek başınalık durumu yaşadığımdan dolayı, sökük dikmekten yemek yapmaya tüm kadın işlerini kendim için kendim yapıyorum. 28 yıllık ve 4 kadınlık uzun süreli ilişkilerimde de evin tüm yemeklerini hep ben yaptım.
Bu davranış modum, eşcinsellikle çok nitelendi. Erkekler 50 yıl evli kalıp yumurta kırmayı bilmemekle övünüyor bu ülkede hala.
Ancak, bu polarize durum, bende ‘erkekteki kadın’ durumu yaratmadı, yaratmıyor.
Biseksüel olan ve bedenen erkek Triton yazarı, kadınlığı yalan söylemekle özdeşleştirir romanda. Bu ifadeyi yumuşutatırsak, dilsel yumuşaklık ve dolanbaçlılık denebilir.
Ancak bu, gerçekten dişil bir durum mudur?
Bence değil, çünkü yalanın ana akım olduğu bir ülkede ve zamanda yaşadım. Yalan söylemeyen görmeyeli yıllar oldu.
Kadın libidosu ve erkek libidosu farklılığını, Jung da açıkseçikleştiremediği için, onları arketip enerji sayması boşta kalmış.
Öldürmenin ve şiddetin eril sayıldığı bir saçmalama jargonu var. Oysa, savaşlarda kadın şiddeti tipolojileri epeyi çalışılmış bir konu.
Konunu bizcesi ise şu:
Kadındaki erkek ve erkekteki kadın, hem alter ego, hem çokkişiliklilik olarak düşünülebilir ve nasıl ki kültürde çoğulluk zenginlik sayılıyorsa, kişilikte de zenginlik sayılsa gerektir.
Sonuçta, bir erkeğin bir kadını ve bir kadının bir erkeği anlamasının tek yolu da buradan geçmektedir.
Biz herhangi 2 insanın birbirini anlayamayacağı savında olanlardan değiliz. Bir de, empati yerine, simülasyon ve oto-simülasyon kavramlarını kullanıyoruz.
Yani bizim bakış açımızla karşılıklı anlama, benzetişim ile mümkündür.
Bir konunun zihinsel ve kültürel çözümlemesi, ancak ve ancak konuya uygun veri tabanlarının kabülü ile mümkündür. Biz bu metnimizde, klasik-ana akım anima ve animus söylemlerinin geçersiz olduğunu ve bunun da nedeninin yanlış veri tabanı seçimi olduğunu imlemeye çabaladık.

(9 Haziran 2017)

Hiç yorum yok: