Perşembe, Haziran 22, 2017

Hugo’nun ve Nebula’nın Bilimkurgudan Fantastiğe Kayması ve Amerikan Tanrıları

Bilimkurgu Dünya-dışı yerlerde ve gelecek zamanlarda geçer.
Fantastik ise, Dünya’da ama geçmişte geçer.
1990’larda eski SSCB’nin dağılmasının bir yan etkisi de, bilimkurgu üzerindeki ve onu yarata neden olan, insan türünün yok olması olasılığının azalması nedeniyle azalan gerilim oldu. Bilimkurgu romanlarda düzey kafaüstü çakıldı.
Teknik bir hata olarak, atom bombalarının yeniden patlamayacağı yanılgısı, yazarları yeniden bu ev-gezegen ile uğraşmaya itti.
Eskiden Hugo ve Nubela ‘Mülksüzler’e verilirdi, şimdi ‘AT’na veriliyor.
Çok feci bir düzey düşmesi bu. Aynı zamanda feci bir nitelik kayması.
AT, bir fantastik roman değil, olsa olsa politik alegori olabilir, ‘Gargantua’ gibi.
Ayrıca hemen hiçbir bilimkurgu yazarı, fantastik AT yazarı Gaiman kadar bilgi ve zeka düşüklüğüne sahip değil.
Mitoloji ve teoloji, hem bilimkurgunun, hem de fantastiğin konusu.
‘Preacher’ böylesi bir fantastik çizgiroman örneği. ‘AT’ndan önce yaratılmış. Tesadüfen onunla aynı alanda seyrediyor ve her noktada onu sollamış durumda.
Mitolojiyi ve teolojiyi hiper-tekst olarak karşlıklı-koşut okumak ise, pek becerilebilmiş bir şey değil: Ne bilimkurgu, ne fantastik, ne de klasik roman yazarları tarafından.
Dolayısıyla yaşanan, proleterya burjuva bilimkurgusu düzeyine çıkması değil, burjuvazinin proleterya kitsch’i düzeyine inmesi.
Böyle bir rezilliği de, ancak ve ancak bir Yanki yapabilirdi. Öyle de oldu.

(20 Haziran 2017)

Hiç yorum yok: