Kürşat
Bumin de böyle biridir gözümde. Şunları yazmış:
“Önünüzdeki
yazı için klavyenin başına geçtiğimde, Fransa’da milletvekili seçimlerinin
sonucu henüz açıklanmamıştı. Ancak hepimiz biliyoruz ki sonuçlar
açıklandığında, “dünkü çocuk” Macron’un şunun şurasında üç beş aylık geçmişi
olan “Yürüyelim” hareketi (partileşmemek de yeni Fransız siyasal modası!)
toplam seçmenlerin 1/3’ünün oylarıyla parlamentonun 3/4’ünü eline geçirmiş
olacak.”
Bumin’in
aşması bu kadar, sonra kaldığı yerden şaşmaya devam ediyor.
Fransa
2017 genel seçimlerinin 2. turuna katılım oranı % 45 ve 5. Cumhuriyet’in en
düşük düzeyi oldu.
Sorun,
Bumin’in sandığı ve önesürdüğü gibi, Macron’un AKP 2002 durumunu yakalaması
değil. Sorun, artık tüm 1. Dünya ülkelerinde seçime katılım oranlarını,
seçmenin siyasal sistemden umudun kestiği oranlara gerilemesi.
Ve bu
da, yanılmış devlet olmak demek. Siyaseten iflas demek.
Biz
bunun nedenlerini daha önce açımladık:
Macron,
Le Pen’den daha sağda. Emekçi haklarını azaltmayı savunuyor, öbürü ise
göçmenleri deheleyerek Fransızlar’a istihdam yaratmak derdinde.
Fransa
seçmeninin ironisi ise şu:
Başkentleri
Paris’in 1. ve 2. kuşak göçmeni % 35 iken, yani başkentleri düşmüş iken,
göçmenlerin değil, Fransızlar’ın işsiz kalmasını sağlayacak birine oy vermiş
olmaları.
Başkanlık
seçiminin 1. turunda Le Pen’e % 20 gibi oy verikne, genel seçimlerin 2. turunda
ona yalnızca 8/550 miletvekili kazandırmaları.
Biz de
bunu 2002’de yaşadık ama tam seçimde:
ANAP-DYP
kasıtlı gayrınizami şarjını hatırlayın: Birleşeceklerken, son anda başvurmayıp,
2’si de % 10’u geçemedi. Bir önceki seçimde % 10 barajını geçemeyen CHP, 2.
parti oldu. GP, 3 ayda % 7 aldı.
E,
noldu?
30 küsur
yıllık eski ANAP’lı Çiçek ve AKP’nin hapise koyduğu DYP’li Ağar, hala
ortalıklarda.
Macron
da, siyasete Sosyalist Parti’den girdi ki buna hala popomla gülerim: Şaşı
Hollande, şaşı bak şaşır oldu. Şapkasını alıp tüydü. Şimdi toplasın birileri
eski pislikleri.
Çok
şükür ki artık internet ve kalıcı kayıtlar var.
Dolayısıyla,
yazdıklarımıza katılmayanlar, açar tek tek verileri incelerler.
Bumin
de, liberal demokrat bir yazar olarak, asansör yazar olur, gider gelir, yedek
oyuncu olarak, adını andığımız siyasetçiler gibi, yeniden oyuna sürülür.
Yani:
Benim
oğlum bina okur, döner döner gene okur.
(19 Haziran 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder