Pazartesi, Haziran 19, 2017

Global Göçlerin Ekonomik Analizi

Dünya nüfusunun % 4-5’i göçmen veya mülteci olarak, göçmen oldu. Bunların tamamına yakını, ekonomik nedenlerle göçmen.
Göç alanların önemli bölümü, G-7 ülkeleri. Göç verenlerin tamamına yakını G-20 olmayan ülkeler. (2017 itibarıyla 190 küsur ülke var.) G-7 ülkelerin bazılarınını nüfuslarının % 15-20’si, 1. veya 2. kuşak göçmen durumunda.
Diğer bir deyişle, 7 küsur milyonluk Dünya’da, % 10-15’lik 3. Dünya’dan % 10-15’lik 1. Dünya’ya 280 milyonluk bir göç olmuş durumda. Bu da, şu anda % 15 görünen göçmen oranının 3. kuşakta ve uzun vadede % 40 olması demek ki AB’nin büyük ülkelerinin başkentlerinde bu oran yakalandı bile. Anımsayalım: Roma’yı yıkan Attila da Roma’da eğitim görmüştü. Yani, bitmeyen öykünün sonu belli aslında: Yeni bir çöküş dönemi.
Bu insanlar, anavatanlarına yılda toplamda 100 milyar doları aşan para yolluyorlar.
Bu insanlar, G-7 ülkelerindeki yaklaşık ayda 1.500 avroya karşılık gelen asgari ücretten daha ucuza (çoğunluk yarısına) çalışıyorlar. Bu da, ‘en alttakiler’ sınıfını yaratmış durumda.
Bu insanlar böylelikle, aynı zamanda yaşadıkları ülkelerdeki nitelikli ve o ülkenin vatandaşı olan insanların iş bulmasına engel olmuş oluyorlar. Çünkü onların aldığı iş, yukarıdan aşağıya ücret düşüşüyle, nitelikli çalışacakların (yani üniversite mezunlarının) istedikleri maaşa iş bulmasını olanaksız kılıyor ve bu da, onların ülkeyi terkine neden oluyor. Bu durum, Almanya’da ve Fransa’da son 5 yılda gözlenmiş durumda.
Bu insanların yaptığına hizmet ihracı deniyor ve turizm, müteahhitlik gibi işlerle birarada ve aynı kategoride sayılıyor. Global mal ihracı ve ithali artarken, hizmet ihracı ve ithali de artıyor ve hizmetler malların üçte birine (toplamda % 25/75 orana) ulaşmış durumda.
Nitelikli, yazılımsal ve beyaz yaka hizmet ihracına, beyin göçü de deniyor ve 3. Dünya ülkeleri epeyi onyıllardır, en nitelikli eğitimdeki nüfuslarını 1. Dünya ülkelerine kaptırır oldu.
Bu durumda, tıpkı 3 ihraç otoya 1 ithal oto almak gibi, 3 asgari ücretliye 1 ithal beyin almak gibi bir durum çıktı ortaya.
Verilenlerle alınanların dengesine bakıldığında, 3. Dünya ülkelerinin bu süreçten madden ve manen zararlı çıktığı gözleniyor.
Ancak uzun vadede ise, 1. Dünya çok-çok zararlı çıkacak. ABD, nüfusu % 50’den aşağıda YMCA olduğunda, başka bir ülke olacak.
AB ise, bilimi, sanatı, düşünü, biraz da bu yeni bilgisiz-ilgisiz göçmenler sayesinde yitirdi. Türkiye, Suriyeliler sayesinde ümmileşti.
Son 37 yıla, yani neo-liberal döneme bakınca ve onların çıkardığı savaşlar nedeniyle oluşan göçlere bakınca, bu işte kazanan taraf olmadığı açıkça ortada.
Ekonomik portre ise, 1. Dünya’dan 3. Dünya’ya devede kulak orandaki bir ekonomik artı-değer aktarımı.
Toplamda ise, tüm Dünya ve tüm tarih yitirdi, çünkü tarihin dinamiklerini döndüren enerji hiçlik tarafından yutuldu. Daha çok da, ekonomik azalan girdiler kuralı nedeniyle.
Tıpkı, trilyonlarca dolarlık borsaların ekonomik-pratik 0 değeri gibi, bu milyonlarca kişilik göç de, tarihe ve kültürlere kalıcı bir artı-değer ekleyemeden, tarih inişe geçti çoktan.
Ekonomik hikayenin özü ise, 3. Dünya paryalarının yaşamlarında akıllarına gelmeyecek abidik gubudik şeyleri tüketmeleri ve üstüne onların elektronik çöplüğü olmaları oldu.

(19 Haziran 2017)

Hiç yorum yok: