Pazar, Haziran 25, 2017

Koy Oradan Türk Abi'me Çeyrek İslam

Bir anket bu. Belli ki muhafazakar bir şirket yapmış. Sonuçlar şöyle imiş:
“Allah’ın varlığına, birliğine bizi yaratıp yaşattığına inanıyor musunuz? Şeklindeki sorumuza yıllardır % 99’u Müslüman diye ifade ettiğimiz toplumun % 86’sı Evet, Allah’ın varlığına, birliğine bizi yaratıp yaşattığına inanıyorum, derken…”
(O diğer % 14, büyükkentlerde toplanmış. Anket, onu da söylüyor.)
“Meleklere inanıyor musunuz? sorusuna araştırmamıza katılanların % 75’i, Evet, meleklere inanıyorum, derken…”
“Kur'an-ı Kerim ve diğer kitapların vahiyle geldiğine inanıyor musunuz? sorusuna katılımcıların % 76 i Evet, inanıyorum. Derken…”
“Evinizde Kur'an-ı Kerim var mı? ve düzenli aralıklarla okuyor musunuz? sorusuna toplumun % 25’i Evet, evimizde Kur'an-ı Kerim var ve düzenli aralıklarla Kur'an-ı Kerim okuyoruz  cevabını verirken, Evet, evimizde Kur'an-ı Kerim var ama pek okuduğumuz söylenemez. diyenlerin oranı % 32, Hayır, evimizde Kur'an-ı Kerim yok. diyenler % 33 iken, katılımcıların % 10’u bu soruya Cevap yok / Kararsız şeklinde yaklaşmış...”
“Peygamberlere inanıyor musunuz? Hz. Muhammed (SAV) sizin için her anlamda örnek alınacak rol model / örnek insan mıdır? sorusuna katılımcıların % 63'ü Evet, Peygamberlere inanıyorum ve ama benim için her anlamda rol modeldir. Derken…”
“Öldükten sonra dirileceğinize ve bu dünyada yaptıklarınızdan hesaba çekileceğinize inanıyor musunuz? Şeklinde AHİRET İNANCI konusunda toplumsal algıyı anlamaya yönelik sorumuza araştırmamıza katılanların % 73’ü Evet, öldükten sonra dirileceğime ve hesaba çekileceğime inanıyorum. Diyerek…”
*
Yorumlar:
Sonuçlar şaşırtıcı: Hem sayıların oynaması, hem de bu kadarını ummazdım, açısından…
Sayıların oynaması şaşırtıcı, çünkü ilk sorudan sonraki tüm sayıların ilk sorunun ilk yanıt şıkkına yakın çıkması gerekirdi.
Artı, aslında buinların hepsi çakışık ve birlikte iken, bunlarda sayı oynaması olunca, her 2’sinde veya 3’ünde oynama olması olasılığı, matematik gereği daha da artıyor.
Yani, sevgili Türk-İslam geleneğimiz ya da mahalle baskısı deniler şey, İslam’ın gereklerine ikna olamamış insanlar yaratmış.
Sürekli değer yargısı aşınmasından söz eden araştırmacı şirket bile, bu işin telkin ve mahalle baskısıyla olduğunu kabullenmiş olmakta.
Devamında ise, ölümden yaşama inanmayan birinin nasıl olup da Allah’a inandığına benim pek aklım ermedi.
Kemal Karpat, bundan 10-15 yıl önce ama AKP iktidardayken verdiği bir söyleşide, Türk toplumunun ibadet etmeden Müslüman olduğunu belirtmişti ve bunu olumsuzlaşmamıştı.
Öyle olunca, gel böyle işte…
Bu arada ikiyüzlülük de var: Peygamberi rol modeli alan o kadar oran varken, suç, günah, ayıp işleyen bu kadar oran olması da acaip. Diğer bir deyişle, 2017’deki Türkiye halklarından herhangi birinin büyük günah işlememiş olarak mezara gitme olasılığı, işlenen suç oranlarına bakılırsa, pratikte % 0 olmakta.
Nasıl ki bu ülkede solcular sosyalizmi bitirdilerse, son zamanlarda da şeriatçılar dini bitirdiler.
Ellerine sağlık, mı demeli, yuh yuh, mu demeli, bilemiyoruz…
Dipnot:
Bu arada, ülkedeki gerçek Müslüman oranının, sağ cenahtan gelen bu beyanla bile, % 50’nin altında olduğunu öğrenmiş olduk.
İnsanlar bunu ağzıyla itiraf etmiş.
Ya, bir de itiraf etmeyenler?
Kerhaneye gidip gusül abdesti alanlar…
Muta nikahı yapanlar…
Dönme şaapanlar…
6 milyon karşılıksız çeki, 5 milyon karşılıksız senedi imzalayanlar..
İlah…
Onlar, hesapta görünmüyorlar bile…
Artı, toplumun bu kadar dejenere olmasında yalnızca muhafazakar iktidarların payı yok, kitle zaten zıbıtmaya teşne imiş demek ki ayrıca…

(23 Haziran 2017)

Hiç yorum yok: