Bir
anket bu. Belli ki muhafazakar bir şirket yapmış. Sonuçlar şöyle imiş:
“Allah’ın
varlığına, birliğine bizi yaratıp yaşattığına inanıyor musunuz? Şeklindeki
sorumuza yıllardır % 99’u Müslüman diye ifade ettiğimiz toplumun % 86’sı Evet,
Allah’ın varlığına, birliğine bizi yaratıp yaşattığına inanıyorum, derken…”
(O diğer
% 14, büyükkentlerde toplanmış. Anket, onu da söylüyor.)
“Meleklere
inanıyor musunuz? sorusuna araştırmamıza katılanların % 75’i, Evet, meleklere
inanıyorum, derken…”
“Kur'an-ı
Kerim ve diğer kitapların vahiyle geldiğine inanıyor musunuz? sorusuna
katılımcıların % 76 i Evet, inanıyorum. Derken…”
“Evinizde
Kur'an-ı Kerim var mı? ve düzenli aralıklarla okuyor musunuz? sorusuna toplumun
% 25’i Evet, evimizde Kur'an-ı Kerim var ve düzenli aralıklarla Kur'an-ı Kerim
okuyoruz cevabını verirken, Evet,
evimizde Kur'an-ı Kerim var ama pek okuduğumuz söylenemez. diyenlerin oranı %
32, Hayır, evimizde Kur'an-ı Kerim yok. diyenler % 33 iken, katılımcıların %
10’u bu soruya Cevap yok / Kararsız şeklinde yaklaşmış...”
“Peygamberlere
inanıyor musunuz? Hz. Muhammed (SAV) sizin için her anlamda örnek alınacak rol
model / örnek insan mıdır? sorusuna katılımcıların % 63'ü Evet, Peygamberlere
inanıyorum ve ama benim için her anlamda rol modeldir. Derken…”
“Öldükten
sonra dirileceğinize ve bu dünyada yaptıklarınızdan hesaba çekileceğinize
inanıyor musunuz? Şeklinde AHİRET İNANCI konusunda toplumsal algıyı anlamaya
yönelik sorumuza araştırmamıza katılanların % 73’ü Evet, öldükten sonra
dirileceğime ve hesaba çekileceğime inanıyorum. Diyerek…”
*
Yorumlar:
Sonuçlar
şaşırtıcı: Hem sayıların oynaması, hem de bu kadarını ummazdım, açısından…
Sayıların
oynaması şaşırtıcı, çünkü ilk sorudan sonraki tüm sayıların ilk sorunun ilk
yanıt şıkkına yakın çıkması gerekirdi.
Artı,
aslında buinların hepsi çakışık ve birlikte iken, bunlarda sayı oynaması
olunca, her 2’sinde veya 3’ünde oynama olması olasılığı, matematik gereği daha
da artıyor.
Yani,
sevgili Türk-İslam geleneğimiz ya da mahalle baskısı deniler şey, İslam’ın
gereklerine ikna olamamış insanlar yaratmış.
Sürekli
değer yargısı aşınmasından söz eden araştırmacı şirket bile, bu işin telkin ve
mahalle baskısıyla olduğunu kabullenmiş olmakta.
Devamında
ise, ölümden yaşama inanmayan birinin nasıl olup da Allah’a inandığına benim
pek aklım ermedi.
Kemal
Karpat, bundan 10-15 yıl önce ama AKP iktidardayken verdiği bir söyleşide, Türk toplumunun ibadet etmeden Müslüman
olduğunu belirtmişti ve bunu olumsuzlaşmamıştı.
Öyle
olunca, gel böyle işte…
Bu arada
ikiyüzlülük de var: Peygamberi rol modeli alan o kadar oran varken, suç, günah,
ayıp işleyen bu kadar oran olması da acaip. Diğer bir deyişle, 2017’deki
Türkiye halklarından herhangi birinin büyük günah işlememiş olarak mezara gitme
olasılığı, işlenen suç oranlarına bakılırsa, pratikte % 0 olmakta.
Nasıl ki
bu ülkede solcular sosyalizmi bitirdilerse, son zamanlarda da şeriatçılar dini
bitirdiler.
Ellerine
sağlık, mı demeli, yuh yuh, mu demeli, bilemiyoruz…
Dipnot:
Bu
arada, ülkedeki gerçek Müslüman oranının, sağ cenahtan gelen bu beyanla bile, %
50’nin altında olduğunu öğrenmiş olduk.
İnsanlar
bunu ağzıyla itiraf etmiş.
Ya, bir
de itiraf etmeyenler?
Kerhaneye
gidip gusül abdesti alanlar…
Muta
nikahı yapanlar…
Dönme
şaapanlar…
6 milyon
karşılıksız çeki, 5 milyon karşılıksız senedi imzalayanlar..
İlah…
Onlar,
hesapta görünmüyorlar bile…
Artı,
toplumun bu kadar dejenere olmasında yalnızca muhafazakar iktidarların payı
yok, kitle zaten zıbıtmaya teşne imiş
demek ki ayrıca…
(23 Haziran 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder