Beni
kendimden geçiren bir tanım dizisi:
“Bir de
zeka seviyem, sıradan bir saksı bitkisinden hallice, IQ derecem, ayakkabı
numaramdan daha düşük, primatın yarısı kadar aklım yok. Yapabilirliklerim, tek
hücrelilerle yarışamayacak durumda.”
Şapka
değil, silindir şapka çıkarılır bu tanımlara…
Ne oldu
da böyle oldu?
2
raftaki tiyatro oyunları içinde, aradığı kitabı bulmasın istediğim, Boğaziçi
Üniversitesi öğrencisi, labirentteki fare bakışıyla o kitaplara kilitlendi.
Yine bir
Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi, Türkçe öğrenebilsin diye, kendisine Halikarnas
Balıkçısı’nın kitapları okutuldu. O kitaplar üniversitenin kütüphanesinde de
var, ancak okuyamazmış. Neden? Bir kitap ancak kendisinin olursa, onu
okuyabiliyormuş da ondan.
En
güzeli de ne, biliyor musunuz?
Bu
insanların 1978’li olan ebeveynleri ve/ya 1968’li olan büyükebeveynleri, bir
zamanlar Dünya’yı değiştirmek için yola çıktılar, çocukları onları değiştirdi
sonunda, pedokrasi (çocukerkillik) mazlumu oldular. Hep birlikte eksi zekalılar
ve eksi bilgililer veyli yarattılar. Dile kolay: Tam 34 yıldır böyle.
Bu
şarkı, onlar için gelsin:
“Allahım,
nerede nerede, ben nerde yanlış yaptım?”
(15 Haziran 2017)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder