Pazartesi, Haziran 26, 2017

Kadınların Kadınlar Üzerindeki İktidarının 1 Kadın Tarafından Dilegetirimi

Aksu Bora, Post Express dergisinin 2005 sayılarından birinde, kendisinin yazdığı ‘Kadınların Sınıfı’ adlı kitapla ilgili olarak kendisiyle yapılan söyleşide bir tanımlamada bulunuyor:
Kadınlar, kendilerini erkeklerin gözüyle tanımlamazlar, kadınların gözüyle ve başkalarının bakış açısıyla (benim ekim: elalem ne der?, ile) tanımlarlar.
54 yıllık kadın kültürü gözlemlerim ile aynı şeyi söylüyorum sayılır. Onlarca kadınlar günü görmüşlüğüm ve dinlemişliğim vardır. Bana kurabiye verir, önüme kitap koyarlardı ama ben hem okur, hem onları dinlerdim.
Milena ve Arendt yaklaşık aynı cümleyi kurarlar:
Birkaç domuzum olsa, kocam beni arada bir dövse, az içse.
Yani, ‘Fabrika Kızı’ şarkı sözündeki gibi.
Onlar dürüsttür, diğer kadınlar ise ikiyüzlü. Bu bir.
İkincisi, Baykurt’un gözleyip saptadığı gibi, köylü kentliyi değil, köylüyü adam yerine koyar. Ona göre, kentli kurnaz olamaz, köylü olabilir ancak.
İşte, 50 küsur yıldır gözlediğim üzere ve ne ilkokul, ne de  üniversite mezununda; ne zenginde, ne de fakirde değişmeyen kadın bakış açısı budur.
Yani:
Kadın, lümpen bir sınıftır yani ya da bir ön-sınıftır o nedenle. Ya da kadınlık sınıf bilinçleri yoktur, feminstler dahil. Kadınlık; Curie’de, Luxemburg’da, Milena’da, Arendt’te tanımlıdır.
Dipnot:
Söyleşide kadın yazar, derdini anlatamamış, çünkü söyleşiyi yapan da aşırı klişe düşünceli biriymiş. Kadın yazar, kadın söyleşicinin karşısında marjinal kalmış ama bu kez de aynı kadın yazar, erkek yazar olarak benim karşımda klişe düşünceli kalmış oluyor.
(24 Haziran 2017)

Hiç yorum yok: